KISIK SESLER DEĞİLİZ

Anadolu mayası ile yoğrulan bu topraklarda, yeri geldi savaştık, yeri geldi çalıştık.

Yeri geldi söyledik, yeri geldi ağladık, yeri geldi güldük.

Ama hiçbir zaman dik duruşumuzu bozmadık. Hele vatan millet İslam olduğunda ne denildiyse arkasında durduk. Yanında olduk.

Sanmayın bizim rüştü bozuk insanlara benzediğimizi. Sanmayın üç kuruş için kendini dağıttığını, hele hele kısık sesler olarak tanındığımızı sanmayınız.

Yeri geldiğinde kısık seslerin aslında ne kadar gür olduğunuzu anlayacak , hakkımızı teslim edeceksiniz.

Kısa günü karı gibi bakmayın.

Kısık seslerimiz bin yılın haykırışıdır.

Dağ yöresi olarak bin yıldır bu topraklarda yukarıda belirttiğim gibi her ne şart olursa oldun hakkını vermeye çalışmışız.

Şimdi bize kısık sesler diyenlerin aynaya bakıp utanmadan düşünmeleri gerekir.

Bu şehre geldiğim günden beri ne yaptın?

Ne katkı sundun?

Bursalılık bilinci nedir?

Kentlilik kültürü nedir?

Nereye bir çivi çaktın?

Yoksa sadece avantana mı  baktın?.

Bursa’da yedin içtin avantanı başka yere taşıdın. Benim iki kelime isteğime haddini bil diyecek kadar alçaldın.

Bilmiyorsun ki buranın kahrı da benim, sevinci de benim. O yüzden istediğimi söylemek sizden önce benim hakkım.

Yok öyle yağma böreğine konanların olduğu bir Bursa.

Alışmışlar üç beş kuruşa ederlerini ortaya koymaya,

Kalemlerini kağıtlarını çizdirmeye,

Konuşmak için konuşmaya.

Sonra dağ yöresi olarak iki kelime ettiğimizde bilmem ne gibi çemkiriyorlar.

Dili Terbiye özürlü olanlar bizim kısık sesler olduğumuzu düşünüyorlar.

Şunu unutmayın ki;

Bize muhtaçsınız. Dağ yöresi sayesinde ayaktasınız.

Yaşıyorsunuz.

Ev sahibiyiz.

Herkes çaldığı kapının açıldığında girdiği yeri bilecek.

Sanmayın dağın mütevazi insanlarının isteklerinin menfaat için olduğunu.

İsyanımız şu dönen çarkın yanlış olduğunu ifade etmektir.

Şu dünya düzenin değişmesidir

Sanal Bursa gerçeğinin uyanarak, tabanın sesine kulak vermesidir. Biraz gerçekçi olup halkın ihtiyaçlarına cevap vermesi. Üstten bakmacılık değil, taban inmesidir.

Sizlere en güzel cevabı Arif Nihat Asya’nın şiiriyle vermek istiyorum.

DUA

Biz, kısık sesleriz… minareleri,
Sen,ezansız bırakma Allahım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allahım!
Mahyasızdır minareler…göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allahım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allahım!
Bize güç ver…cihad meydanını,
Pehlivansız bırakma Allahım!
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah’ım!
Bilelim hasma karşı koymasını,
Bizi cansız bırakma Allah’ım!
Yarının yollarında yılları da,
Ramazansız bırakma Allah’ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah’ım!
Bizi sen sevgisiz,susuz,havasız;
Ve vatansız bırakma Allah’ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah’ım!

ARİF NİHAT ASYA

1 views